TOTBİD Dergisi

TOTBİD Dergisi

2015, Cilt 14, Sayı, 5     (Sayfalar: 387-391)

Diyabetik ayakta vasküler sorunlar

Selçuk Baktıroğlu 1, Fatih Yanar 1, İbrahim H. Özata 1

1 İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, İstanbul

DOI: 10.14292/totbid.dergisi.2015.57
Görüntüleme: 621
 - 
İndirme : 513

Ayak yarası bulunan diyabetik hastaların yaklaşık %50`sinde periferik arter hastalığı (PAH) görülür. PAH, yara iyileşmesinin bozulması ve alt ekstremite ampütasyonları için önemli bir risk faktörüdür. Arteriyel yetmezliğe neden olan periferik arter hastalığı `ateroskleroz`, diyabetli hastalarda ayak ülseri oluşmasının önemli bir belirleyicisidir. Ateroskleroz, diyabetik hastalarda daha erken yaşta başlar, daha hızlı ve saldırgan seyreder ve yaygın olarak birden daha fazla arter segmentini tutar. Diyabetiklerde, özellikle popliteal arter distalindeki trifurkasyon arterleri, non-diyabetik hastalara göre belirgin şekilde daha fazla tutulur. Ayak bileği ve distalindeki arterlerde ise, diyabetikler ve non-diyabetikler arasında tıkayıcı damar hastalığı görülme sıklığı farklı değildir. Periferik Arter Hastalığı (PAH - Ateroskleroz) genellikle alt ekstremitelerde görülür ve ilk şikayet ağrıdır. Ağrı, önce klodikasyo intermittens (kesik topallama - vitrin seyretme hastalığı) olarak ortaya çıkar; klodikasyo bir adale ağrısıdır. Hastalık daha ilerlediğinde, özellikle geceleri, hastanın ayağının ön bölümünde tüm dokuları tutan istirahat ağrısı ortaya çıkar; bu ağrı genellikle dayanılmaz bir haldedir, hasta devamlı ayağını sarkıtmak zorunda kalır ve çoğu zaman bir revaskülarizasyon girişimi gereklidir. İskeminin daha da ilerlemesi ile, ülser ve gangrenler görülür. En önemli tanı yöntemi, klinik muayenedir. Dikkatli bir anamnez, inspeksiyon ve nabızların palpasyonu ile tanı rahatlıkla konabilir. Şüpheli durumlarda, el Doppler`i ile nabızlar dinlenir ve basınç ölçümleri yapılır. Renkli Doppler tetkiki ile, daha ayrıntılı ve fonksiyonel bilgiler edinilebilir. İskemi ciddi ise veya yeterli tedaviye rağmen, altı hafta içinde yara iyileşmiyorsa, DSA ( dijital subtraksiyon anjiyografi) yapılır. DSA tetkiki, altın standarttır. MR anjiyo veya BT anjiyo diğer tanı yöntemleridir, DSA`nın yerini tutmazlar. DSA yapılırken, aynı seansta radyolojik girişimle tedavi (anjiyoplasti, stentleme) de yapılabilir. Cerrahi olarak endarterektomi ve bypass yöntemleri kullanılabilir. Girişimsel radyolojik ve cerrahi yöntemlerin birlikte kullanıldığı `hibrid` girişimler, birçok hastada gerekli olabilir. Her hasta için, kendi özel durumu göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.

Anahtar Kelimeler : diyabetik ayak; periferik arter hastalığı