Omuz çevresi nörolojik ve damarsal yaralanmalar çok yaygın olmamakla beraber gözden kaçmış, tanı almamış vakalar çok ciddi klinik sonuçlara ve medikolegal problemlere neden olabilmektedir. Ayrıca bu tür nörolojik yaralanmaların tedavisi hem hastalar için hem de cerrahlar için zorlu ve uzun bir süreçtir. Omuz çevresi nörolojik ve damarsal yaralanmalar genellikle motorlu taşıt kazaları, ateşli silah yaralanmaları, baş üstü fırlatma aktiviteleri içeren sporlarda meydana gelirler. Sinir hasarının mekanizmaları arasında doğrudan basınç, tekrarlayan mikrotravma, kompresyon veya gerilme kaynaklı iskemi yer alır. Aksiller, muskulokutan, supraskapular, uzun torasik sinirlerin yanı sıra supraklaviküler ve infraklaviküler brakiyal pleksus yaralanmalarından sonra omuz bölgeside belirgin klinik sendromlar oluşabilir. Bilinen kemik, yumuşak doku veya vasküler yaralanma yokluğunda bir hasta ağrı, güçsüzlük veya paresteziden şikayet ettiğinde sinir hasarından şüphelenilmelidir. Damarsal yaralanma varlığında veya yüksek enerjili travma sonrası şiddetli ağrı ve kas felci durumlarında cerrahi tedavi endikedir. Penetran yaralanması olmayan çoğu olguda sinir iyileşmesi 3-5 ay takip edilir. Klinik veya sinir iletim çalışmalarında iyileşme belirtisi olmadığında cerrahi tedavi endikedir. Bu makale, omuz çevresinde sık görülen sinir yaralanmalarının tedavisini ve cerrahi tedaviden sonraki klinik sonuçları tartışmaktadır.