Başta osteoartrit olmak üzere eklem hastalıkları, modern dünyada yaşlı nüfusun fazla olduğu toplumlarda en önde gelen sosyal ve ekonomik sorunlardan biridir. Günümüzde `doğum patlaması` kuşağının sağlıklı yaşam kalitesini ve döngüsünü olumsuz etkileyen bu global epidemi, eklem koruyucu yöntemlerin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Özünde rejenerasyon kabiliyetinin kısıtlı olduğu eklem hastalıklarında tedavi yaklaşımlarını daha iyi kavrayabilmek ve etkin koruyucu stratejileri geliştirebilmek için eklem fizyolojisi ve eklem hastalıklarındaki patofizyolojik temellerin üzerinde durulması hayati öneme sahiptir.