Akromiyoklaviküler (AK) eklem yaralanmaları, özellikle temas (kontakt) sporları ve kayak gibi spesifik alanlarda sık görülen bir omuz çevresi yaralanmasıdır. Eklem yaralanmasının şiddeti, korakoklaviküler (KK) ligamanların yaralanmasına ve buna bağlı klavikula ayrışmasına göre değerlendirilir. Rockwood sınıflandırma sistemine göre özellikle tip I ve tip II yaralanmalarda tedavi konservatiftir. Öte yandan sık görülen tip III ve tip V eklem yaralanmalarının tedavi seçimleri uzun yıllardır tartışmalıdır. Cerrahi tedavilerin iki basamağı bulunmaktadır: Eklemin redüksiyonu ve redüksiyonun korunması için KK ligamanların onarımı, güçlendirilmesi veya rekonstrüksiyonu. Açık redüksiyon ve sonrasında plak ile fiksasyon veya düğme sütür teknikleri ile KK ligamanın güçlendirilmesi gibi metotlar akut dönemde uygulanan metotlardandır. Distal klavikulanın eksizyonuyla korakoakromiyal ligamanın transferini içeren Weaver-Dunn prosedürü, yıllar içerisinde bazı basamaklar eklenerek modifiye edilmiştir. Bunun yanında allo/otogreftler kullanılarak KK ligamanın rekonstrüksiyonu gibi birçok cerrahi yöntem de hem ciddi akut yaralanmalarda hem de gecikmiş müdahalelerde uygulanabilir. Yine de son yıllarda yapılan birçok çalışmada cerrahi tedaviyle konservatif tedavi arasında uzun takip sonuçları açısından fonksiyonel fark olmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu sebeple tedavi belirlenirken yaralanmanın tipi, akut olup olmadığı değerlendirilmeli, hasta tercihleri de göz önüne alınmalı ve seçim tüm bu değişkenlere göre yapılmalıdır.