Yumuşak doku sarkomları erişkinlerdeki solid tümörlerin yaklaşık %1`ini, çocukluk çağının ise %15`ini oluşturmaktadır. Sıklıkla ekstremitede yerleşim gösterirler. Birçok alt tipi bulunur ve hastalar çok farklı klinik tabloyla başvurabilirler. Hastaların bir kısmı lokalize ağrı, şişlik ve hassasiyetle erken dönemde başvurabildiği gibi bazı derin yerleşimli yumuşak doku sarkomları belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra semptom vererek polikliniğe başvurur. Yumuşak doku sarkomunda prognozu belirleyen faktörler; hastanın yaşı, yerleşim bölgesi, histolojik tipi, boyutu, tümörün evresi, rezeksiyonun cerrahi sınır yakınlığı ve ilk başvuruda metastatik olup olmamasıdır. Tanı esnasında yumuşak doku sarkomunun kemiğe invazyonunun prognoza olan etkisiyle ilgili kanıtlar azdır. Özellikle boyutu büyük ve histolojik evresi ileri olan sarkomlarda kemik invazyonunun sağkalım oranlarını düşürebileceği yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Kemik tutulumlu yumuşak doku sarkomlarında klinik ve radyolojik değerlendirme çok önemlidir. Direkt grafi, manyetik rezonans görüntüleme ve bilgisayarlı tomografi kemiğe invazyonu göstermede yardımcı olur. Eskiden bu tümörlerin bazılarının cerrahisinde ampütasyon uygulanırken, günümüzde ekstremite koruyucu cerrahi ön plana çıkmıştır. Yumuşak doku sarkomu geniş sınırlarla çıkarılırken tutulan kemik segmentinin de rezeksiyonu ve rekonstrüksiyonu bu hastalarda gerekebileceği unutulmamalıdır.