Kemiğin spongiyöz ve kortikal yapısının çeşitli organizmalar tarafından enfekte edilmesi ile ortaya çıkan osteomiyelit, gelişen antibiyotik ve tedavi protokollerine rağmen kronikleşme ve tekrarlama eğilimi ile ortopedik cerrahları oldukça zorlamaktadır. Hastalık seyir ve süresine göre akut, subakut ve kronik olarak sınıflandırılır. Hastalığın farklı tipleri aynı hastada farklı zamanlarda kendini gösterebilir. Subakut osteomiyelit açık kırıklar sonrası olduğu gibi, primer kemik enfeksiyonları sonrası da ortaya çıkabilmekte ve özellikle ileri yaş çocuk ve genç hasta nüfusunda önemli yer tutmaktadır. Subakut osteomiyelitin klinik olarak önemi; özgün olmayan klinik bulguları, atipik yerleşimleri ile ayırıcı tanıda özellikle kemiğe ait malign tümörlerle karışabilmesidir. Bu hastalarda tanı klinik şüpheye dayanır ve Staphylococcus aureus başlıca etkendir. Günümüzde yürürlükte olan medikal ve cerrahi tedavi seçenekleri olmasına karşın subakut osteomiyelitte halen kesinleşmiş tedavi protokolleri bulunmamaktadır. Antibiyotik tedavisi, küretaj, debridman ve antibiyotik emdirilmiş çimento tedavisi gibi birçok tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Günümüzde ileri görüntüleme ve laboratuvar yöntemlerine rağmen subakut osteomiyelit tanısında ve malign lezyonlarla ayırıcı tanıda güçlük yaşanmaktadır.