Çocukluk çağının en sık görülen engellilik nedeni olan serebral palsi konusunda erken tanı, önleme ve tedavi ile ilgili çok önemli gelişmeler olmuştur. Neonatal hipotermi uygulamaları, antenatal uygulanan kortikosteroid tedavisi, preterm doğan ve mekanik ventilasyon uygulanacak olan infantlara entübasyon öncesi profilaktik kafein (metilksantin) uygulamasının perinatal asfiksi ve neonatal ensefalopati bulguları olan infantlarda serebral palsi gelişimini engellemektedir. Epidemiyolojik çalışmalar şiddetli motor etkilenmesi olan ambulatuvar olmayan olguların görülme oranının azaldığını göstermektedir. Bu sonuçlar kapsamlı obstetrik ve neonatal yoğun bakım uygulamaları ile başarılmaktadır. Önleme ve yoğun bakım sürecindeki bu gelişmeler ile birlikte serebral palsi riskinin erkenden saptanması rehabilitasyon stratejilerinin, erken girişim yaklaşımlarının uygulanmaya başlaması da riskli bebeklerin tedavisinde çok önemli bir adımdır. Serebral palsi rehabilitasyonu randomize kontrollü çalışmanın çok fazla yapılmaya başladığı bir alan olmuştur. Bu da geçmişten bu yana uygulanan yöntemlerin etkinliğinin anlaşılmasına, plastisite kavramının ve ICF (The International Classification of Functioning, Disability and Health) temelli yaklaşımın ön plana çıkması ile rehabilitasyonda bakış açısının değişmesine katkıda bulunmuştur. Rehabilitasyon stratejileri de pasif tedavi yaklaşımlarından giderek hastaya özel, aktivite temelli ve hedefe yönelik tedavi kombinasyonları şeklinde planlanmaya başlamıştır. Bu derlemede yeni uygulanmaya başlanan popüler rehabilitasyon yöntemleri yanında klasik uygulanan yöntemlerle ilgili en son kanıt düzeylerine de değinilecektir.