Proksimal humerus kırıkları, özellikle 65 yaş üstünde en sık görülen kırıklardan biridir. Yaşlı popülasyonun artmasına bağlı olarak bu tip kırıkların görülme sıklığının ve kaynamama gibi komplikasyonlarının artması beklenmektedir. Kaynamama oranı literatürde %1–20 arasında bildirilmiştir. Kaynamama görülen hastalarda ciddi fonksiyonel kısıtlılık ve ağrı görülmektedir. Kaynamama için risk faktörleri olarak kırık tipi, deplasmanı, medial kalkarın bozulması, redüksiyon yetersizliği, yetersiz tespit, hastaya bağlı nedenler (sigara, steroid kullanımı, romatoid artrit) gibi birçok faktör bildirilmiştir. Kaynamama tedavisinde uygulanacak yöntem, hastanın kemik stok miktarına, kemik kalitesine, atrofinin tipine, başın canlılığına, rotator manşetin ve tüberküllerin durumuna göre belirlenir. Kemik kalitesinin iyi olduğu, yeterli kemik stoğunun bulunduğu olgularda ilk tercih açık redüksiyon, plak vida ile tespit ve grefonaj olmaktadır. Bu yöntemle yüksek kaynama oranları ve başarılı fonksiyonel sonuçlar elde edilmiştir. Kemik stoğun yetersiz olduğu, başın canlılığını kaybettiği durumlarda artroplasti tercih edilmektedir. Artroplasti sonuçlarında tüberküllerin anatomik tespiti ve kaynaması fonksiyonlar üzerinde en etkili faktördür. Rotator manşet patolojisi olanlar ve tüberkül malpozisyonu bulunan hastalarda ters omuz protezi tercih edilmektedir. Artroplasti yöntemi ile ağrı palyasyonu çok iyi sağlanmakla beraber fonksiyonel sonuçlar primer artroplastilere göre kötü tespit edilmiştir ve dislokasyon oranı daha fazladır. Tedavi planlanmadan önce, hasta gerek klinik gerekse radyolojik olarak çok iyi değerlendirilmeli ve o hastaya uygun tedavi yöntemi belirlenmelidir. Mümkün olan durumlarda, öncelikle osteosentez yöntemi tercih edilmelidir.