Distal femur kırıkları, femurun distal 15 cm uzunluğundaki bölgesini içine alır. Bunlar, tüm kırıkların yaklaşık %1`ini ve femur kırıklarının %3–6`sını oluşturmaktadır. Distal femur kırıklarının tipi, eşlik eden diğer faktörlerle beraber, tedavi tipinin ve kullanılacak tespit materyallerinin tercihi açısından önemlidir. Distal femur kırıkları, birçok ortopedik tespit materyaliyle beraber (kilitli plaklar, intramedüller çiviler, kondiler vidalar ve kamalı plaklar) açık veya kapalı redüksiyon sonrası tespit edilebilmektedir. Kilitli kompresyon plakları, günümüzde distal femur kırıkları için en sık tercih edilen yöntemdir. Literatürde distal femur kırığı cerrahisi sonrasında kaynamama ile alakalı birçok oran verilmekle birlikte, son yayımlanan bir seride, distal femur kırıkları sonrası kaynamama görülme sıklığı %22 olarak verilmektedir. Distal femur kaynamama, hastanın hayat kalitesini ciddi oranda azaltan, uzun süreli sakatlık hali yaratabilen ve tedavi edilmesi uzun süre alabilen komplike bir durumdur. Hal böyleyken, distal femur kaynamama ile alakalı olarak net bir tedavi algoritması bulunmamaktadır. Bu nedenle, distal femur kaynamamaya yol açan durumlar ortaya konulmalı ve bu duruma uygun tedavi şekli, gerekirse destek tedavileri de eklenerek seçilmelidir.