Serebral palsi, farklı kas iskelet sistemi problemlerine neden olabilen ve sık görülen bir statik ensefalopatidir. Periferik kas tonusunun artışıyla eklemlerde kontraktür meydana gelir ve bu durum hastanın fonksiyonel kapasitesinin azalmasıyla sonuçlanır. Hastalıkta yaygın kas iskelet tutulumu olması, spinal deformite riskini arttırmaktadır. Skolyoz, bu çocuk hastalarda fonksiyonel kapasite, günlük bakım ve beslenmeyi olumsuz şekilde etkiler. Konservatif tedavi yöntemlerinden korse, fizyoterapi veya botox enjeksiyonu genellikle SP skolyozun progresyonunu durdurmaz ve cerrahi kaçınılmaz olur. Yürüyebilen beyin felçli hastalar için cerrahi hedef, daha normal bir spinal denge elde etmek, eğriliğin ilerlemesini durdurmak ve bu şekilde hastanın ambulatuvar potansiyelini korumaktır. Tekerlekli sandalyeye bağımlı hastalarda ise hedef, bağımsız oturabilme becerisini kazandırmak ve bakımı kolaylaştırmaktır. Üç boyutlu tespit imkanı sağlayan pedikül vidalarının kullanımı ile posterior enstrümantasyon ve füzyon, yeterli düzeltmenin sağlanmasında etkili olmuş, anterior cerrahi gereksinimini ortadan kaldırmıştır. Ameliyat dönemi ve ameliyat sonrası komplikasyon riski bu hastalarda yüksektir; fakat özenli ameliyat öncesi çalışma ve multidisipliner bakım ile üstesinden gelinebilir.