TOTBİD Dergisi

TOTBİD Dergisi

2024, Cilt 23, Sayı, 2     (Sayfalar: 140-144)

Gelişimsel kalça displazisinde 18 ay altında osteotomi gerekli mi?

Timur Yıldırım 1, Evren Akpınar 2-3

1 İstanbul Nişantaşı Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, İstanbul
2 Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Hamidiye Tıp Fakültesi, Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı, İstanbul
3 Baltalimanı Kemik Hastalıkları SUAM, Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği, İstanbul

DOI: 10.5578/totbid.dergisi.2024.22
Görüntüleme: 590
 - 
İndirme : 273

Gelişimsel kalça displazisi (GKD), çocuklarda kalçayla ilgili yaygın ve önemli bir sorundur. Tedavi edilmeyen hastalarda kalıcı sakatlıklar gelişirken, uygun tedavi yöntemleriyle hastalar fonksiyonel olarak normal hâle gelebilir. Gelişimsel kalça displazisi tedavisinde planlama, genellikle yaş ve yaşa bağlı faktörler değerlendirilerek yapılır. Yürüme çağından önce, Pavlik bandajı kullanımı, kapalı ya da medial açık redüksiyon sıklıkla uygulanırken, yürüme çağındaki hastalarda ise genellikle anterior açık redüksiyon ve kapsülorafi uygulanır. Daha büyük çocuklarda ise kalça eklemi stabilitesini arttırmak ve rezidüel asetabular displaziden kaçınmak amacıyla pelvik osteotomiler tercih edilir. Gelişimsel kalça displazisi tedavisinde pelvik osteotomilerin günümüzdeki endikasyonları, temel olarak Pemberton ve Salter`in çalışmalarına dayanmaktadır. Salter osteotomisi komplet bir osteotomi olup 18 aydan büyük hastalarda endikedir. Pemberton osteotomisi ise inkomplet bir osteotomi olup 12 aydan büyük hastalarda endikedir. Ancak Paul A. Pemberton, Pemberton osteotomisinin 18 ay üzerinde uygulanmasının teknik olarak daha kolay olduğunu belirtmiştir. Dega osteotomisi ise yürümeye başlamış çocukların GKD tedavisi için kullanılan bir pelvik ostetomi yöntemi olarak tanımlanmıştır. Pelvik osteotomiler, rezidüel displaziden kaçınmak amacıyla açık redüksiyonla eş zamanlı olarak 18 aydan itibaren sıkça uygulanmaktadır. Pelvik osteotomilerin 18 ayın altında uygulanma endikasyonları ise sınırlıdır. Bu hastalarda, pelvik osteotomilerin uygulanması, açık redüksiyon sırasında instabilitenin gözlenmesi durumunda zorunlu hâle gelir. Ancak, küçük çocuklarda pelvik osteotomi uygulaması sırasında teknik zorluklarla karşılaşılabilir ve bu nedenle vakaların komplike hâle gelebileceği unutulmamalıdır. Literatürde, 18 ayın altındaki hastalarda rezidüel asetabular displaziyi önlemek amacıyla açık redüksiyonla eş zamanlı pelvik osteotomilerin uygulandığı çalışmalar da bulunmaktadır. Her ne kadar 18 ayın altındaki hastalarda pelvik osteotomilerin başarılı sonuçları bildirilmiş olsa da pelvik osteotomilerin 18 ay altındaki hastalarda gerekliliği konusunda daha fazla çalışmaya ihtiyacımızın olduğunu ifade edebiliriz.

Anahtar Kelimeler : Salter; innominat; Dega; Pemberton; pelvik osteotomi; GKD