TOTBİD Dergisi

TOTBİD Dergisi

2011, Cilt 10, Sayı, 2     (Sayfalar: 114-121)

İmplant malzemelerine karşı oluşan biyolojik yanıt

Ahmet Turan Aydın 1

1 Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı, Antalya

Görüntüleme: 583
 - 
İndirme : 456

Biyomalzemelerin vücutta üstlenmesi arzu edilen işlevini yerine getirebilmesi için mekanik güç, yapısal bütünlük ve biyouyumluluk olarak tanımlayabileceğimiz üç temel özelliğini koruması gerekmektedir. Ancak doku ve vücut sıvılarıyla karşılaşan biyomalzemeler oluşan akut veya kronik iltihabi reaksiyonlar, korozyon ve çözülme gibi kimyasal değişimlerle bütünlüklerini ve işlevlerini kaybedebilir. Bu reaksiyonlar bir taraftan biyomalzemeden beklenen işlevin yitimine neden olurken, diğer taraftan da doku yıkımına neden olan reaksiyonlar dokularda osteoliz gibi ciddi yapısal kayıplara neden olabilir. Günümüzde metalbilim ve triboloji uzmanları daha dayanıklı ve daha biyouyumlu biyomalzemeler yapmak için uğraşmaktadır. Özellikle protez şeklindeki implant uygulandıktan sonra akut enflamatuvar evrede protez işlemi ve çimentonun ısı ve toksik etkisiyle protez çevresinde, içinde makrofajların, lenfositlerin ve yabancı cisim dev hücrelerinin bulunduğu bir fibrovasküler membran oluşur. Daha sonra oluşan uyumsal kemik oluşumu implantın sıkıca tutunmasını sağlar. Eğer bu olay gelişmez ise aşınma ürünlerinin oluşturduğu makrofaj uyarılmasıyla başlayan osteoliz, protezde gevşemeye neden olur. Partiküllerin uyardığı proenflamatuvar sitokinlerin sentezi osteoklastogenezisi uyaran, kemik yapım-yıkım döngüsünü etkileyen bir dizi olayı başlatır. Stromal ve enflamatuvar hücrelerden salınan nükleer faktör kappa B reseptör aktivatörü ligandı (RANKL) monosit prokürsörlerinden osteoklast oluşumunu sağlar. TNF-alfa ve RANKL osteoklast oluşumu ve osteolizden temel olarak sorumlu mediatörlerdir.

Anahtar Kelimeler : Biyomalzeme; osteoklastogenezis; osteointegrasyon; osteoliz; proenflamatuvar sitokinler; RANKL