TOTBİD Dergisi

TOTBİD Dergisi

2020, Cilt 19, Sayı, 5     (Sayfalar: 712-731)

Kas-iskelet sistemi enfeksiyonlarında nükleer tıp ve görüntüleme

Özlem Şahin 1, Mustafa Serdengeçti 1, Ömer Uğur 1

1 Necmettin Erbakan Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi, Nükleer Tıp Anabilim Dalı, Konya

DOI: 10.14292/totbid.dergisi.2020.87
Görüntüleme: 641
 - 
İndirme : 1398

Kas-iskelet sistemi enfeksiyonlarının tanı ve tedavisi patofizyolojik özellikleri nedeniyle güçtür. Teşhiste kullanılan çeşitli radyolojik ve radyonüklid görüntüleme yöntemleri vardır. Ancak tüm testlerin kendilerine ait kısıtlılıkları vardır. Kullanılan görüntüleme yöntemleri yerel tecrübeye, tekniklerin ulaşılabilirliğine ve maliyetlere göre merkezler arasında farklılıklar gösterir. Nükleer tıp yöntemleri daha anatomik değişiklikler oluşmadan önce fonksiyonel ve metabolik mekanizmalarla enfeksiyon ve enflamasyon odaklarının saptanmasına imkan verir. Üç fazlı kemik sintigrafisi kolay ulaşılabilirliği, ucuz olması ve yüksek duyarlılığı nedeni ile kas-iskelet sistemi enfeksiyonlarında en çok kullanılan nükleer tıp yöntemlerinden biridir. Galyum-67 sintigrafisi günümüz pratiğinde kendine sadece spondilodiskit tanısında yer bulmaktadır. İşaretli lökosit sintigrafisi vertebral enfeksiyonlar dışındaki diğer kas-iskelet sistemi enfeksiyonlarında halen en değerli görüntüleme yöntemi olmaya devam etmektedir. Son yıllarda kılavuzlara giren standartlaştırılmış görüntüleme ve değerlendirilme protokollerinin kullanımının yaygınlaşması ile tanısal doğruluğunun daha da artması beklenmektedir. Şüpheli durumlarda tamamlayıcı kemik iliği sintigrafisi gerekebilir. Antigranülosit monoklonal antikor veya antikor fragmanları ile işaretli lökosit sintigrafis ile benzer doğruluk oranları elde edilmiş olsa da onların da kendi kısıtlılıkları vardır. Planar görüntülere SPECT/BT`nin eklenmesi sintigrafik yöntemin hassasiyetini ve özgüllüğünü artırır. FDG PET ve FDG PET/BT`nin kas-iskelet sistemi enfeksiyonlarının tanısındaki değeri son yıllarda çok sayıda çalışma ile araştırılmış ve araştırılmaya devam etmektedir. Diğer alanlarda FDG PET`in yeri hala tartışmalı olsa da spinal osteomiyelitlerdeki net yararı kabul edilmiştir. Çok yakın zamanda kullanıma giren PET/MRG`nin mükemmel anatomik ve yumuşak doku görüntüleme kapasitesi ve moleküler PET bilgisini birleştirerek diğer tüm yöntemlerin eksikliklerinin üstesinden gelmesi beklenmektedir.

Anahtar Kelimeler : osteomiyelit; FDG PET; SPECT/BT; PET/BT; spondilodiskit; diyabetik ayak; işaretli lökosit